16 Şubat 2022 Çarşamba

Bella vista, Gündoğdu, İZMİR

 Bella vista, Gündoğdu, İZMİR

Telif hakları vardırCOPYRIGHT dosyasını okuyunuz.......


Temaşalık ya da İzmirde halk dilinde olan seslendirme ile Tamaşalık.

Temaşa; hoşlanarak bakmak , seyretmek anlamında bir sözcük. Sanat açısından bakıldığında, daha çok  sahne sanatları için kullanılan bir sözcük.  Temaşa etmek ise, seyretmek, bakmak anlamında kullanılan bir tsözcük.

Eski İzmir de , kentin ve körfezin güzellğinin seyredilebileceği yerler;

1- Kadifekale de Temaşalık olarak bilinen yer, 

https://okocana.blogspot.com/2018/04/temasalk-tamasalk-yokusu-ve-temasalk.html

2- Eski yahudi mezarlığı, günümüz varyantın üstünde olan alandır. 1800 lü yıllarda da böyle idi. 

Buralara daha çok İzmirde oturan Türkler, Yahudiler gelirdi.

Bunların dışında bir de Bella Vista olarak tanımlanan, körfezin kıyısında bir yer vardı. Burası günümüze ulaşamadı ama, eski kent planlarından nerede olduğunu biliyoruz. Burası günümüz Alsancak-Gündoğdu bölgesidir.  1922 İzmir yangınında önemli bölümü yok olmuştur. Aşağıda olan planlar 1836 dan günümüze dek olan gelişimi anlatmaktadır. 

Gündoğdu İzmirde bulunan ve gençlerin çok rağbet ettikleri yerlerden birisi. Kurtuluş savaşı öncesi Bella vista adı ile anılan bir yer. Bella vista, Güzel görünüm demek. Güzel görünen burada olan evler, sokaklar mı yoksa buradan görülen körfezin manzarası mı ?. Bu konuda her ikisi de doğru demek gerekecek.

Bu isimleri çok duymuş olmalısınız. Acaba oralarda gezerken, buraları zamanında neymiş diye hiç düşündünüz mü ?. Eğer düşünmediyseniz, sizler ile oraları fotoğraf ve krokiler eşliğinde gezelim.  Böylelikle, buraları aklınızda hep kalır, sizlerde, çocuklarınıza, yakınlarınıza buraları anlatırsınız.













Yolunuz oraya düşerse, karşınıza Zübeyde hanım parkını alınız ve Ali Çetinkaya bulvarının  Talatpaşa bulvarı sonrası bölümünün yaklaşık yarısına geliniz . İşte burası o eski İzmirin Frenk bölgesinin temaşa yeri Bella vista dır.  Bella vista anlam olark güzel manzara demektir. Kadifekaleden ve eski yahudi hastanesi sırtlarından ( günümüz Kızlisesinin kuzye bakan tarafı) İzmir körfezi dahil tüm İzmiri seyrederken yani temaşa ederken, Bella Vistada olan gezinti yerinden de hem denizi hem de  çevrede bulunan dağları, Kadifekaleyi temaşa edebilirsiniz. 










Aşağıda olan plan 193 Bon tarafından çizilen İzmir planıdır. Bu planda da Bella vista caddesi gösterilmektedir.















1922 yangını ile yok olan bir bölge ama, günümüzde olan durumu, yani sokakların ve de caddelerin durumu 1922 öncesine çok benzemektedir.

Burada 1922 öncesi önemli bir binanın kaydı yok. Sadece Bella vista caddesinde olan Bella vista meydanında bir polis karakolu var. 

1913 tarihli plan (Plan 1);1922 öncesi var olan sokak ve caddeleri, Fransız hastanesini göstermektedir. 

Güncel durumu gösteren plan /Plan 2), fotoğrafların çekim yönünü göstermektedir.



Osman Koçanaoğulları

2023 Şubat. İzmir

Yahudi deniz banyosu - İZMİR - Mikve

 

Yahudi deniz banyosu - İZMİR - Mikve

Telif hakları vardırCOPYRIGHT dosyasını okuyunuz.......

Haritalar ile ilgilenirken, bazı detaylar ilmi çekiyor. Bu da onlardan biri.

Günümüze ulaşmayan Sarı kışlanın olduğu sahil şeridinde güney-batı istikametinde bir nokta dikkatımi çekti. Burası 1876 planında  " Yahudi banyosu " olarak işaretlenmiş. Aynı yapılar 1856 planında da var. 1836 planlarında bu yapı görülmüyor. 

Merak ettim, araştırdım. Konu, Yahudi inancında  var olan MİKVE. 

MİKVE; biraz bizim inancımızda var olan boy abdestine benzer. Amaç, vücut ve ruhun temizlenmesidir. Havralarda , "Mikve havuzu" bulunabilir. Kullanılan su devamlı olarak temizlenen bir su olmalıdır.  Bu u ya kaynak suyu ( dere gibi akarsular) ve deniz olabilir. 

İzmir planlarına bakmaya başlayalım. 1836-1837 Graves planında olamayan deniz banyosu 1854 Storari planında görülüyor. Ya 1836 yılında, plan üzerinde işaretlenmesi unutulmuş ya da o tarihlerde " Yahudi banyosu " yoktu. Deniz banyosu 1854 ve 1876 yılı planlarında var. 


1854 yılında görülen dere, 1876 yılı planında dere belli belirsiz olarak görülüyor.

Mikve de kutsal diye bir kavram yok. Su zaten doğaldır ve kirlenmemiştir. Hristiyanlıkta olan Vaftiz de  benzer bir durum.  İsa, Vaftizci Yahya (Yahya Peygamber) tarafından Ürdün Nehri'nde vaftiz edilmiştir. Başlangıçta Ürdün nehrinde yapılan bu işlem sonraları  kiliselerde yapılmaya başlamıştır.

bu planlarda hem deniz hem de akarsu vardır. Mikve yapılabilecek uygun bir yer. Kaldı ki, İzmir'de olan Yahudilerin  kolaylıkla ulaşabilecekleri bir yer. İzmir d o yıllarda bu kadar uygun başka bir yer de yok.

Burası, Yahudilerin kendilerinin bulduğu, din adamları tarafından da uygun görülmüş bir alandır.  Belki de defin töreni sonrası buraya gelip dini ritüellerini uyguladılar.  Burasının , var olan dinsel bir alana yapılmış olan yer olduğunu düşünmem.


Osman Koçanaoğulları




6 Şubat 2022 Pazar

Gül sokak (sokağı) - İZMİR

Gül sokak (sokağı) - İZMİR

Burası, Belediye İzmir kent planında 1382 numaralı sokak olarak gösterilen bir sokak. 1937 Belediye sokak adları kitapçığında da " Gül sokağı " olarak geçiyor. Sokak adlarının, numaralı sisteme geçişi sonrası 1382 sokak olarak numaralandırılmış ama, halkın kullanımında hep " Gül sokağı " olarak kalmış.

Bu sokak, 1922 büyük İzmir yangını öncesi de var olan bir sokak. Ancak konumu daha farklı. 1905 planında (Goad planı) gösterilen Güller ya da Gül sokağının konumu, günümüz Şehit Nevres bulvarı ile neredeyse tamamen uyumludur.










Gül sokak ya da güller sokağı tanımlaması, 1830 larda gezginler tarafından yayınlanmış kitaplarında  da görülmektedir..

Bu sokağın, o dönemin ikinci kordon caddesi çıkışında bir de meydan olduğunu biliyoruz, adı Hanover meydanı, küçük bir meydan.

Bu sokak farklı isimler ile tanımlanıyor. Sokağın kaç yılında açıldığına yönelik bir bilgi elimiz de şu anda yok.

1800 lü yıllarda cazibe merkezi. Önemli küçük otel(pansiyon) olan bir cadde. Burada eğlence merkezleri de var. Hatta bir başka gezgin, düğün sonrası gençlerin buraya gelip eğlenmelerinden söz eder.

Fransızlar bu sokağa "Rue de roses-Güller caddesi ", Türkler Gül sokağı, Rumlar Copriries adını veriyorlar.  Bir diğer adı ise  " Bond caddesi ". Neden bu kadar farklı isimler verildiğini tam olarak bilmiyoruz ama Romaic dilde olan "Copriries" adı bize bir şeyler de anlatıyor.  Aşağıda yazılı olan kitaplarda, Romaic ( İzmir ve Anadolu coğrafyasında kullanılan Yunanca dili) Copriries kelimesinin anlamı " çöp yığını" . Her ne kadar zemini düzgün bir cadde olsa da  burası çöp yığınları olan bir sokak. Gezginler, cadde üzerinde  çöp yığınlarının olduğunu, yolun ortasında içinde pis su birikintilerinin olduğu pis su kanallarından söz etmişler. 

Gül ya da güller sokağı adı acaba neden verilmiş. Başlangıçta çok pis olan bu sokak zaman ile, bir miktar temizlenmiş, belki evlerin bahçelerine güller dikilmiş bu neden ile " gül sokağı, güller caddesi " adını almış. Belki de "Kokaryalı-Güzelyalı" isim değişikliğinde olduğu gibi bir adlandırma yöntemi seçilmiş.


Bond caddesi adı, mavi ceketli olarak bilinen İngiliz ve Amerikalı deniz subaylarının 1800 lü yıllarda olan giyimlerinin tanımlamasıdır. O yıllarda İzmir limanına daha çok İngiliz gemileri geldiğinden ve adının " Bond caddesi " olarak konulması nedeni ile İngilizlerin verdiği bir isim olmalı. Burada  Rosanın pansiyonu , Marconun İsviçre pansiyonu bulunmakta. Eğlence yerleri var. Bu isimde Londra da lüks mağazaları ve eğlence mekanlarının olduğu  meşhur Bond caddesi vardır.  Her halde bu neden ile bu ad verilmiş olmalı.

.




1- Oriental outlines; or, A rambler's recollections of a tour in Turkey, Greece ...in 1838

Yazar: William Knight (commodore of the Roy. Harwich yacht club.)

sayfa 229

2- Rue de rosese, Romaic Copriries (Dunghill) ve Bond caddesi (ingiliz denizciler). Burada Rosanın pansiyonu , Marconun İsviçre pansiyonu bulunmakta

3- The Armenians: A Tale of Constantinople, 3 cilt , 1. cilt

Yazar: Charles MacFarlane. London 1830., Saunders and Otley

sayfa 324


4- Constantinople in 1828. A Residence of 16 Months in the Turkish-capital and ...provinces

sayfa 11



Osman Koçanaoğulları

Şubat 2022


3 Şubat 2022 Perşembe

Zunkla

 Zunkla


© Copyright  Copyright dosyasını okumak  için burayı tıklayınız


Zunkla adının nereden geldiğini bilmiyoruz. Benden çok ileri yaştakilerin de bildiği ve yanılmıyorsam sadece İzmir de satılan bir şekerleme. Belki de çok eskilere dayanan bir şekerleme türü. Bakkal dükkanlarında, özellikle de mahalle bakkalarında satılırdı. Yunanca dan gelmiş bir kelime olabilir. Sözlüklere baktım, "orman" olarak bir tercüme de gördüm. 


Bu şekerleme, kuru incirden yapılıyordu.  Ezilmiş incir üzerinde bir şeker tabakası ile kaplı olurdu. Normalde bu şeker tabakası beyazdı ama, incirin  boyasını dışa vurması sonucu rengi koyu sar-taba rengi arası hale gelirdi.  Şeker ve içinde olan incir, bir kağıt ile sarılı idi. Günümüz z misafir şekerleri gibi, bir kağıt ile paketlenmiş olarak satılırdı. Dışta olan bu kağıdın altında şekerin dışında olan kağıda yapışmaması için kalitesiz bir yağlı kağıt olurdu. Dışta olan ambalaj kağıdının üzerinde anlamsız, kötü bir mavi veya kahverenkli desenler olurdu ve bu kağıt eskilerin saman kağıdı türden bir kağıt idi. İç kısmında da hayvan resimleri bulunurdu, Bu ambalaj kağıdı eskilerin saman kağıdı dediği cinstendi.

Sıcak havalarda, şekerin de erimesi sonucu, incir ezmesinin içeriği şeker tabakasını da geçer ve dışta olan ambalaja kadar ulaşırdı.


1 Şubat 2022 Salı

32 kısım tekmili birden

 32 kısım tekmili birden

 © Copyright  Copyright dosyasını okumak için burayı tıklayınız


Genç kuşak bu tanımı bilmeyebilir. Anlam olarak, bir bütünü oluşturan ya da oluşturacak olan, tüm küçük parçaların bir arada olduğu anlamında bir tanımlama. 

Turhan Selçuk'un unutulmaz çizgi roman kahramanı Abdülcanbazın  küçük çizgi romanlarının bir araya toplanıp kitap haline getirildiğini ve  " Abdülcanbaz. Bir İstanbul beyefendisinin maceraları. Otuz iki kısım, tekmili birden " adı ile basıldığını biliyoruz. 

Bir ara bir "Ansiklopedi" merakı ortaya çıkmıştı. Sadece bu durum bizde değil başka ülkelerde de vardı.  Ansiklopedinin bir parçası (fasikül olarak tanımlanır), genellikle haftada bir yayınlanır, insanlar da bu bölümleri satın alırdı. Sonuçta bu toplanan bölümler, bir araya getirilerek ciltletilir ve büyük bir ansiklopediye sahip olunurdu.

Genelde bu ifade sinema için kullanılır. Benim kuşağım bu tanımlamayı  sinema afişlerinden bilir. Orijinal adı Flash Gordon olan, bizim sinemalarımızda Baytekin olarak gösterime sunulan , o yılların bilim kurgu filmi vardı. Sinema afişinin altında, çoğu zamanda orijinal film afişinin dışında, bir kağıt şerit üzerinde " otuz iki kısım tekmili birden " yazardı. Bu tanımlama her halde başka ülkelerde kullanılmamıştır.  Flash Gordon ya da bizdeki adı ile Baytekin , 1934 yıllarının meşhur çisi romanıdır. Parça parça  gazetelerde yayınlanmış ve her biri  farklı maceraları anlatan bir dizi çizgi romandır. Bizde neden otuz iki kısım tekmili birden diye alt başlık kullanıldığını hala anlamış değilim. Gösterimde olan film zaten tam bir macerayı anlatırdı. Bu şekilde çok sayıda film gösterime girmiştir, hepsi de tam olarak bir macerayı anlatırdı. Her halde bu " otuz iki kısım tekmili birden " tanımlaması filmin, bir çok küçük ve bir biri ile ilintili parçasının bir araya getirilip bir bütün haline getirildiğini anlatmak için yazılırdı. Bu arada Epey Baytekin filmi de izledim. Türkçe bir sinema afişi bulamadım. Bu nedenle de orijinal afişi bu yazıya ekledim.

Yine bu konuda sinema ile ilgili bir bilgi de benden gelsin. Çocukluğumda, sinema makinesi yapmak, en büyük hayalimdi. Kısmen de olsa bir şeyler yapabildim. Yine hayalim bir sinemanın  makine dairesinde çalışmaktı. Çalışamadım ama, 1960 lı yıllarda bir yakınımın Bornovada olan yazlık sinemasının makine dairesinde çok bulundum. Yine o yakınımı film şirketinde de bulundum. Elimde çok sayıda, kırpık film parçaları vardı. Şimdi size sinemacı açısından bu "otuz iki kısım tekmili birden" den söz edeyim. Bir sinema şirketi, bir filmi , film yapımcısından satın aldığında ya da çok uzun süreli kiralandığında, film bir film makarasında bir bütün olarak gelmez. Küçük kutularda bölüm bölüm gelir. Hepsinin üzerinde bölüm numarası vardır. Tüm bu bölümler, 2 ana bölüm haline getirilmek üzere bir birlerine eklenirler ve sinemaların makine dairelerine bu şekilde gönderilirler. İşte bu küçük parçaların her biri " KISIM ",  küçük bölümlerin oluşturduğu bir  büyük film makarası da " TEKMİLİ BİRDEN " olarak tanımlanır. Sinemalarda, normal film süresi olanlar genellikle 2 adet film makarası olarak bulunurdu. Halen öylemidir , bilmiyorum.

Turhan Selçuk'un unutulmaz çizgi roman kahramanı Abdülcanbazın  küçük çizgi romanlarının bir araya toplanıp kitap haline getirildiğini ve  " Abdülcanbaz. Bir İstanbul beyefendisinin maceraları. Otuz iki kısım, tekmili birden " adı ile basıldığını biliyoruz. 

Bir ara bir "Ansiklopedi" merakı ortaya çıkmıştı. Sadece bu durum bizde değil başka ülkelerde de vardı.  Ansiklopedinin bir parçası (fasikül olarak tanımlanır), genellikle haftada bir yayınlanır, insanlar da bu bölümleri satın alırdı. Sonuçta bu toplanan bölümler, bir araya getirilerek ciltletilir ve büyük bir ansiklopediye sahip olunurdu.


Osman Koçanaoğulları

Şubat 3, 2022. İZMİR