28 Ocak 2020 Salı

Urla (Vourla, Klazomene)- Antique road - İZMİR

Urla (Vourla, Klazomene)- Antique road - İZMİR


Telif hakları vardır. Telif hakları (COPYRIGHT) dosyasını okuyunuz 

According to Pausanias, inhabitants of Klazomene escaped from the Persians to the island  to save their life.
When Alexander the Great came there, he built a passage or mound (may be a road) between the island and the mainland. This passage served the islanders as a communication between the island and mainland.
We do not know when the islanders came back to the mainland. It is probable that the islanders remained in the island for a long time, because of the antiquities there, such as a port, a theater etc.
The road was probably repaired in Roman times and is still visible. 
R. Chandler (1765, his book was published in 1806)  and R. Walsh (1836) wrote their observations in their books. 
Figure 1, depicts the road according to their description.


The road consisted of large blocks with apertures, through which tiled pipes conveyed water from the mainland to the island (Figure 2). 

Road consistsed of large blocks, with apertures, through which tiled pipes conveyed water from the mainland to the island (Figure 2). 

Today as in 1765 the upper works have been demolished, and the materials, a few large rough stones excepted, removed.

















Osman Koçanaoğulları
İzmir - TÜRKİYE

22 Ocak 2020 Çarşamba

İkiçeşmelik caddesi ve çeşmeleri

İkiçeşmelik caddesi ve çeşmeleri

Telif hakları vardır. Telif hakları (COPYRIGHT) dosyasını okuyunuz 


İkiçeşmelik adının nereden geldiği, söylenip durur. Bir çok kişi, bu adın, orada günümüzde var olan 2 adet çeşmeden geldiğini düşünür. Ancak böyle değildir. Bu açıklama sadece " Şehir efsanesidir"
Bu caddenin günümüzde olan adı Eşref paşa caddesidir. Ancak, yerel yerleşikler, Mezarlık başından başlayan bu caddeyi İkiçeşmelik caddesi olarak tanımlar. Bu cadde " İkiçeşmelik caddesi " olarak 1876 Lamec Saad, 1913 Bon İzmir planlarında belirtilmiştir. 



Fotoğrafta gördüğünüz çeşmelerden, üstte olan eski döneme aittir. XX yüzyıl başlarında, İkiçeşmelik caddesi genişletilirken ve burada var olan Ulu mezarlık kaldırılırken, var olan çeşme aşağıda açılan yolun çok üstünde kalmıştır. Ortaya böyle bir durum çıkınca, eskiden var olan çeşmenin altına ikinci çeşme yapılmıştır. Ancak bu iki çeşme, bu caddenin adı olan "ikiçeşmelik caddesinin " adının nedeni değildir.  Bu caddenin günümüzde olan adı Eşref paşa caddesidir. Ancak, yerel yerleşikler, Mezarlık başından başlayan bu caddeyi İkiçeşmelik caddesi olarak tanımlar. Bu cadde " İkiçeşmelik caddesi " olarak 1876 Lamec Saad, 1913 Bon İzmir planlarında belirtilmiştir. 

Altta bulunan çizim, burasının genişletme önce ve sonrasını göstermektedir. Genişletme, anlaşıldığı gibi Eşrefpaşa camisine kadar devam etmiş.  Çeşmeden camiye kadar olan bölümde ki istinat duvarı bu durumu göstermektedir.



Bu caddenin adı olan " İkiçeşmelik " adı nereden geliyor ?. Elimizde belirli bir belge yok.1830 lu yıllarda da bu caddenin adının İkiçeşmelik olduğunu biliyoruz.
Bütün ülkelerde, sokak ve cadde adları;
1- Ulusal kahramanlar.,
2-Bilim ve sanatta önemli kişiler,
3-Tarihi bir olay.,
4- Orada yaşamış olan kişi.,
5- Orada var olan bir yapı
6- Orada var olan doğal bir yapı.
gibi nedenler ile verilmiştir. Ülkemizde de böyle.
Bu caddenin adı İkiçeşmelik ise burada iki adet çeşme olmalı. Ya ya yana, ya  bir birine yakın ya da  karşılıklı olmalı. Bu konuya açıklama yapabilecek resmi bir belge yok. 


Osman Koçanaoğulları
İZMİR


2 Ocak 2020 Perşembe

İzmir'in suları

İzmir'in suları


Eskiden, yani 1960 yılları başına kadar İzmir'de,  Osman ağa suyu, Yavan su, ve halkın kumpanya suyu dediği Halkapınar suyu (Halkapınar'da bulunan su kaynaklarından temin edilen su). kullanımda idi. 
Osman ağa ve Yavan su, ailem İzmir'e 1912 yılında geldiğinde, kullanılan sulardandır. 

Yavan su, daha çok sokaklarda bulunan çeşmelerden akan, kalitesi Osman ağa suyuna göre daha az kaliteli olan sulardandır. Her iki suyun kalitesini bilirim, iki sudan. içmişliğim vardır. Kadifekale'nin  alt kısmında " Yavan su " olarak adlandırılan bir semt olduğunu da biliyorum. Günümüzde, bu semt neresidir tam olarak bilmiyorum. Sokak çeşmelerinden sadece bu su mu akardı, yoksa, bazı sokak çeşmelerinde Osman ağa suyu da var mı idi bilmiyorum. Benim çocukluğumda rast geldiklerim hep yavan su çeşmesi olmuştur. !296 sokak köşesinde yavan su akan bir çeşme vardı. Bu suyun, Kadifekale'nin altından geldiği , buralarda oturan kişilerin söylemidir. Belki de günümüzde Agora da akmakta olan su, bu yavan su olabilir.

Evimizde Osman ağa suyu vardı. Kurşun borulardan evimize gelirdi. Bir  kez, Anafartalar caddesinin Basmane girişinin betonlanması sırasında bu suyun cadde üzerinde olan ana dağıtım borularını gördüm. Daha iç kesimlerde olan evlere de bu su verilir mi idi tam olarak bilmiyorum ama, her halde verilmiyordu, burada oturan tanıdıklarımız, bize gelir ve Osman ağa suyu alırlardı. Bu evlerde Halkapınar suyu var idi. 
Osman ağa suyunun Kızılçullu'da olan kaynaklardan geldiğini ailemden öğrenmiştim. Bu su tipik derinlerden gelen  kaynak su özelliklerine sahip idi. Derin kaynak suları belirli bir ısıya sahiptir.Yazın mevsiminde  soğuk kış mevsiminde ise ılık olarak tanımlanır. Bunun nedeni, suyun değil, dış ortamın ısısına bağlıdır.  Yaz aylarında, dış ortam çok sıcak olduğundan ve gelen suyun da ısısı sabit olduğundan, soğuk olarak algılanır. Kış aylarında da bunun tersi görülür.  Osman ağa suyu ile demlenen çayın, berrak olduğunu da biliyorum. Çaydanlıklar da kireç de birikmediğinden, kireç açısından fakirdir. Kaynak sularının tipik özelliklerinden birisi de kireç içeriğinin azlığıdır. Suyun tüketimi, bir ölçer su saati ile ölçülmezdi. Her sene, var olan bir vakfa, yıllık olarak ödenirdi. Sonra, 1960 başında, Osman ağa suyunda Tifo mikrobu var dendi ve su kullanıma kapatıldı. Suyu kullanan aileler, bu durumu hoş karşılamadıkları gibi, düzmece olduğunu, Halkapınar suyunun kullanılması için Belediyenin bilerek yaptığına inandılar. Evimizde Osman ağa suyunu, suyun kesilmesinden sonra yaklaşık olarak 1 ay kadar kullanmaya devam ettik. Basınçlı olmasa da akmıştı. Konu-komşuda, Osman ağa suyunu bizden almaya devam ettiler. Hiç kimse hasta da olmadı diye hatırlıyorum. 
Osman ağa suyu, devreden çıkınca, evimize kumpanya suyu yani Halkapınar suyu bağlandı. Gerçekten de lezzet olarak çok farklı idi. Bu farklılık olumlu yönde değildi.

Osman Koçanaoğulları
İZMİR