25 Kasım 2019 Pazartesi

Kervan (Kemer, Karavan) köprüsü - İzmir



Kervan (Kemer, Karavan) köprüsü - İzmir


Telif hakları vardır. Telif hakları (COPYRIGHT) dosyasını okuyunuz 


Batılıların adlandırması ile Kervan  (Caravan) köprüsü ya da bizim bildiğimiz adı ile Kemer köprüsü.
Köprü, batılıların yanlış bir şekilde " Meles " olarak adlandırdıkları, bizim ise " Yeşildere "    olarak bildiği ve tanımladığımız dere üzerinde bulunmaktadır. Bulunduğu yer Basmaneden Tepecik (yeni adı ile Yenişehir) semtine doğru giden yol üzerindedir.


İster İzmir'de yaşayalım ister dışarıdan gelmiş olalım, üzerinden defalarca geçtiğimiz bir yer.
Her ne kadar, dünyanın en eski köprüsü olarak tanımlanmış olsa da bu konuda elimizde kesin bir bilgi yok. Bildiğimiz, dünyanın en eski köprülerinden biri  olduğudur. Antik çağlardan beri var olan bir köprüdür. Antik çağlardan itibaren de bir çok defalar onarım görmüştür. 1970 li yıllardan itibaren artan araç trafiği nedeni ile üzerinden geçen yolun genişletilmesi ve yanına ilave köprü ve yol yapılması nedeni ile özgünlüğünü kaybetmiştir. Buna rağmen, antik çağlardan beri var olan ve bir çok kez  onarım görmüş bu köprünün antik dönem  bölümü halen vardır. 

Buraya olasılıkla yapısını kemerli olması nedeni ile " Kemer köprüsü adı verilmiştir. Bu adlandırmanın çok eskilerden kalma olduğunu da biliyoruz ancak tan tarih olarak bilmiyoruz. Burası ile ilk anım, köprünün neden Kemer köprüsü adını aldığı ile ilgilidir. Buraya " Kemer köprüsü " adının, köprünün kemerli yapısı nedeni ile verildiğini 8 yaşlarında iken öğrendim.. Semt adı olan "kemer" adının da bu köprü nedeni ile verildiğini de öğrenmiştim.

Ne zamandan beri "kemer köprüsü " denmekte, bir kayıt yok. Belki de Türkler buraya hep kemer köprüsü dediler. Levantenler, yerel Rum ve Ermeniler ise burayı " kervan ya da karavan köprüsü " olarak tanımlamışlar. Bu isimlendirme, İzmir'e gelen ve İzmir'den giden ticari mal taşıyan deve kervanlarından kaynaklanmıştır. Bu bölgeyi gezmeye gelenlerin en önemli ziyaret yeri olmuş ve gezginlere yönelik olarak hazırlanmış el kitaplarında da adı hep geçmiştir. 




Burada, günümüze erişemeyen, derenin hem doğu (Tepecik- yeni adı ile Yenişehir) hemde batı yönünde (Basmaneye doğru) çok geniş mezarlık alanları vardı. Muhtemelen 1940 lı yıllarda kaldırılmıştır. Burada oturan yerleşiklerin verdikleri bilgi bu doğrultuda dır. Günümüzde artık mezarlıklara ait hiç bir kalıntı yoktur. Bu mezarlıklarda temelde Müslüman mezarlıklarıdır ancak ayni zamanda Hristiyan mezarlığının da olduğunu biliyoruz. Tüklerin İzmir'e yerleştiği önemlerde daha küçük alanı kaplayan mezarlık, yıllar içerisinde büyümüş, köprünün ve Yeşildere' nin her iki tarafına doğru genişlemiştir ( Harita ).


Köprünün en büyük özelliği, İzmir'i iç Ege, Kuzey ege bölgesine  ve Anadolu hatta İrana' a bağlayan yol  olmasıdır. Bu özellik antik çağlardan beri vardır. Her ne kadar St.John' un Efes'e giderken geldiği İzmir' e bu köprü yolu ile girdiği söylenmekte ise de yazılı bir belge yoktur..Hem insan ve hem de deve kervanlarının kullandığı bir yoldur.  20 yy başlarına kadar bu işlevi sürdürmüştür. Burası, bu nedenle de, Osmanlı döneminde  bir kara gümrüğü kapısı olarak kullanılmıştır.
Anadolu'nun içlerinden hatta İran'dan gelen mallar, deve kervanları ile  buradan geçerek İzmir'e girer. Yine, İzmir'den, Anadolu'nun içlerine kadar gönderilecek olan mallar da bu köprüden deve kervanları ile geçer. Köprüyü yaya olarak geçenlerden geçiş ücreti alınmamaktadır. Şehir içine giren ya da şehirden iç kesimlere gönderilen, eşekler üzerinde bulunan sebze ve meyve yüklerinden bile geçiş ücreti alınmaktadır. Deve kervanları buradan geçerken, taşıdıkları yükün değeri üzerinden bir geçiş ücreti öderler. Mal ne kadar değerli ise o kadar çok geçiş ücreti ödenmektedir. Bir gezgin, İzmir'den iç bölgelere geçerken valizlerinin arandığını ve bir ücret ödendiğini anlatır. 

Gelen kervanlar, genellik ile burada dinlenirler. Padişah fermanı ile, geçiş ücretinin alınması ve yük develerinin burada dere kenarında dinlenmesi, develerin karınlarının doyurulması,bir gezgin tarafından anlatılmıştır. 

Köprü ve çevresinin bir başka özelliği de burasının bir mesire yeri olmasıdır. Bu eğlence günlerinde İzmir'de yaşayan tüm etnik gurupların bir toplantı yeri olmuş. Bu eğlence günlerinde çok fazla Türk olmadığını yine gezgin notlarından öğreniyoruz. (2,3) . Toplananların çoğunlukla Rum olduklarını az da olsa Ermenilerin de buraya geldiklerini gezgin notlarından öğreniyoruz. Levantenler ise, buraya sadece, gösterişli ve moda kıyafetleri içinde gelip burada olan eğlenceyi izlemişler ancak bu toplantı ve eğlencelere katılmamışlardır. Yine gezginler, burada toplananların ulusal özellikler taşıyan renkli giysilerini kıyafetlerini, yemeleri ve içmelerini anlatırlar. Köprü civarında ve Yeşildere' nin her iki tarafında meyve bahçelerinin olduğu yine gezginler anlatmaktadır.  Günlük çalışmanın ardından buraya gelen Türkler de burada bulunan kahvehanelerde kahve içip, tütün (çubuk) kullanıp sohbet ettiklerini biliyoruz.

Bu notlarda, köprünün altından akan suyun sıcak yaz günleri çok azaldığını buna karşın yağışlı mevsimlerde çok arttığını yazmışlar. Bir gezgin, dere debisinin azaldığı yaz aylarında, halkın halıcılıkta kullanılan yünlerini derenin suyunda yıkadıklarını ve yünleri kuruması için çalılıklara astıklarını anlatır. Yine burada, derenin kıyısında, gezgin el kitaplarına geçmiş bir kahvehanenin, Aziziye Kahvehanesinin olduğunu ve  Türklerin buraya, iş sonrası gelip dinlendikleri, kahve içtiklerini biliyoruz. Sultan Abdül -  Aziz'in burasının geliştirilmesi için yardımcı olduğununu da biliyoruz. Bu ziyaret sonrası bu bölge Aziziye olarak adlandırılmıştır. 



Gravürler ve Fotoğraflar eşliğinde bir gezi




Sırtımız denize dönük. Kadifekale ve köprüye bakıyoruz. Fotoğrafın bise göre sağ tarafı basmane, sol tarafı ise tepecik yönüdür.



































KAYNAKLAR
1- Patmos, and the Seven Churches of Asia: Together with Places in the Vicinity ...Yazar: Josiah Brewer ve John Warner Barber. 1851
2- Handbook for travellers in Turkey.including  Constantinople. John Murray 1878
3- A Journal Written During an Excursion in Asia MinorYazar: Sir Charles Fellows. 1838

Osman Koçanaoğulları
İzmir