Müveddet salonu - Basmane - İzmir
Müveddet salonu
Müveddet salonu neresidir bilir misiniz ?.....
Burası, günümüz de Basmane Çorakkapı camisinin karşısında, oteller sokağı girişinde bulunan İş bankasının olduğu yerdir.
Burası, günümüz de Basmane Çorakkapı camisinin karşısında, oteller sokağı girişinde bulunan İş bankasının olduğu yerdir.
Burası, Mısri dergahına ait olan arsadır. Bir bölümünün dergah haziresi olduğunu da biliyoruz. ( https://okocana.blogspot.com/2019/03/msri-dergah-basmane-izmir.html )
Mısri dergahı ile ilgili olarak, dergah şeyh torun torunlarından gelen epey bilgi var ancak burası ile ilgili olarak bir bilgileri yok. Sadece 1927 öncesi dergah ve Müveddet ile ilgili olarak çizilen bir krokide burası ile ilgili bilgilerimiz var.
Burası acaba kaç yılında inşa edilmiş ve kıraathane olarak işlev kazanmıştır ?. Elimizde kesin bilgi yok.
Ancak 1900 başlarında çekilmiş bir fotoğrafta (Fotoğraf 1), her ne kadar ön tarafta yüksek bir duvar (b) varsa da, burada ilave bir bina olmadığı görülmektedir. Fotoğrafta görülen bina (a) günümüze ulaşan , dergah misafirhanesidir. Fotoğraf, sırtımız Altınparka, yüzümüz Basmane garına bakar durumda alınmıştır. (1800 sonları, 1900 lü yılların hemen başı olmalı)
Aşağıda olan fotoğraf, yüksek duvarın kaldırıldığı, Anafartalar caddesi Basmane giriş bölümünün genişletilmiş olduğu döneme aittir. Tahmini olarak 1905-1912 arası bir tarihte alınmış bir fotoğraftır.(Fotoğraf 2)
Yazdıklarım bir mantık yürütme ve ailem ile orada yerleşik olanlardan duyduklarımın bir özeti. Hakkında, Cumhuriyet öncesine ait çok fazla bilgi sahibi değiliz.
Müveddet
salonu Cumhuriyet öncesi ve Tekke ve zaviyeler kanunu (1927) öncesi her halde içkili gazino olarak kullanılan bir yer olmasa gerek, Burası, o yıllarda ve daha önceki dönemlerde, bitişiğinde bulunan Mısri dergahı nedeni ile içkili bir yer değildir diye düşünüyorum, ayrıca burası dergahın gelir kaynaklarından biri. Peki burası ne olarak kullanılıyordu ?, muhtemelen kıraathane idi. Ailemin büyükleri de 1915 lerde kıraathane olduğunu söylemişlerdir. Kim tarafından çalıştırıldığını bilmiyoruz. yordu bilmiyoruz.
Günümüze de uyarlanabilir kroki aşağıdadır
Bildiğimiz, burasının da Mısri dergahına ait gelir getiren bir yer olduğu. Bu bölüm, ve dergaha bitişik olan konak daha sonra (1927 yılı sonrası), mirasçıları tarafından satılmış. Satılmayan yer ise, Müveddet salonu ve konak arasında kalan Mısri dergahı binaları. Bu satılmayan dergah bölümü de Vakıflara geçmiş.
Çok gözde bir meyhane haline gelmesi muhtemelen 1927 tekke-zaviye kanunu sonrası olmalı. O yıl içinde, Mısri dergahı kapatılır ve aile de buradan ayrılır. Dergaha bitişik olan konutlarını da satarlar. 1930 lu yılların sonlarını bilen aile bireylerim, o yıllarda Anafartalar caddesine bakan yerde Müveddet kıraathanesinin , kıraathanenin arka tarafının da (1297 sokağa bakan taraf) içkili Müveddet salonu olduğunu biliyorlar.
Ben Müveddet çay salonunu, hem de Büyük Fettah sokağa (1297 sokak) bakan tarafında bulunan içkili gazinonun olduğunu biliyorum. Kıraathane bölümü ile içkili bölüm yapısı farklı idi. İçkili bölüm daha modern olan , muhtemelen betonarme bir yapı idi . Burası daha sonra Kıraathane bölümüne , burayı satın alanlar veya kiralamaya devam edenler tarafından muhtemelen de kaçak olarak yaptırılmıştır diye düşünüyorum. İçkili bölüm olan Müveddet salonun olduğu alan da mezarlık olduğunu biliyoruz. Basmane İş bankası inşaatı yapılırken yapılan kazı çalışmasını her çocuk gibi ben de izledim. O yıllarda, kazı ameleler tarafından yapılıyordu. Epey de sürdü. Kazının başladığı günlerde, sokağın başında oturan ve oranın en eski yerleşiklerinden olan İclal hanım (Karabiber olarak bilinirdi. Nedeni, yanağında olan benlerdi) kazının başına geldi " evlatlar, dikkatli kazın, orada Osman paşanın eşi yatıyor " dedi. Kazıyı yapanlar inanmadı. Biraz sonra, bir çığlık ve " burada mezar" var diye bir ses duyuldu. Amele korkmuştu. Açıkçası bizlerde, bu bağırıştan korktuk ama esas olarak ortaya çıkan iskeleti görünce korktuk, oradan kaçtık. İclal hanım teyze haklı çıkmıştı. Akşam babama sordum. Gerçekten bir zamanlar orada mezarlık varmış ama Osman paşa olayını bilmiyorlar. Anlamadığım tek şey bu Osman paşanın kim olduğu idi. Yıllar sonra Orhan Beşikçi bey, Osman paşanın, asker değil parası ile paşa yapıldığını ve buraya vefat eden eşinin defnedildiğine ait bir belgenin olduğunu söyledi.
Günümüze de uyarlanabilir kroki aşağıdadır
Çok gözde bir meyhane haline gelmesi muhtemelen 1927 tekke-zaviye kanunu sonrası olmalı. O yıl içinde, Mısri dergahı kapatılır ve aile de buradan ayrılır. Dergaha bitişik olan konutlarını da satarlar. 1930 lu yılların sonlarını bilen aile bireylerim, o yıllarda Anafartalar caddesine bakan yerde Müveddet kıraathanesinin , kıraathanenin arka tarafının da (1297 sokağa bakan taraf) içkili Müveddet salonu olduğunu biliyorlar.
Ben Müveddet çay salonunu, hem de Büyük Fettah sokağa (1297 sokak) bakan tarafında bulunan içkili gazinonun olduğunu biliyorum. Kıraathane bölümü ile içkili bölüm yapısı farklı idi. İçkili bölüm daha modern olan , muhtemelen betonarme bir yapı idi . Burası daha sonra Kıraathane bölümüne , burayı satın alanlar veya kiralamaya devam edenler tarafından muhtemelen de kaçak olarak yaptırılmıştır diye düşünüyorum. İçkili bölüm olan Müveddet salonun olduğu alan da mezarlık olduğunu biliyoruz. Basmane İş bankası inşaatı yapılırken yapılan kazı çalışmasını her çocuk gibi ben de izledim. O yıllarda, kazı ameleler tarafından yapılıyordu. Epey de sürdü. Kazının başladığı günlerde, sokağın başında oturan ve oranın en eski yerleşiklerinden olan İclal hanım (Karabiber olarak bilinirdi. Nedeni, yanağında olan benlerdi) kazının başına geldi " evlatlar, dikkatli kazın, orada Osman paşanın eşi yatıyor " dedi. Kazıyı yapanlar inanmadı. Biraz sonra, bir çığlık ve " burada mezar" var diye bir ses duyuldu. Amele korkmuştu. Açıkçası bizlerde, bu bağırıştan korktuk ama esas olarak ortaya çıkan iskeleti görünce korktuk, oradan kaçtık. İclal hanım teyze haklı çıkmıştı. Akşam babama sordum. Gerçekten bir zamanlar orada mezarlık varmış ama Osman paşa olayını bilmiyorlar. Anlamadığım tek şey bu Osman paşanın kim olduğu idi. Yıllar sonra Orhan Beşikçi bey, Osman paşanın, asker değil parası ile paşa yapıldığını ve buraya vefat eden eşinin defnedildiğine ait bir belgenin olduğunu söyledi.
İçkili gazino bölümünün olduğu yerin kapıları kıraathane gibi değildi. Sokağa bakan tarafta pencere var mı idi net olarak
hatırlamıyorum. Kapının olduğunu,
bizlerin arap fotoğrafçı olarak bildiğimiz sokak fotoğrafçısının burada
tezgahının olması ve bizim de o dönemin vesikalık fotoğraf çekimlerini
yaptırtmam nedeni ile hatırlıyorum. Benden çok ileri yaşta olan aile
bireyim de çocukluğunda ayni kişinin orada olduğunu söyledi.....
.Aşağıdaki
resim (Fotoğraf 3) 1954 yılına yani Müveddet çay salonuna ait. Salonun arka
planında görülen yüksek bina Mısri dergahının misafirhanesidir. Bu
bina günümüzde de bulunmaktadır. Müveddet kıraathanesi ve Müveddet salonu daha sonra Basmane İş
bankası olmuştur. Misafirhanenin bitişiğinde, ağaçların görüntüsü ile
kısmen izlenen bina Şeyh Bedri efendinin konağıdır. Bu gün yerinde
iş hanları vardır. Renkli fotoğraf günümüzü göstermektedir.
Bedri beyin evi (şeyh Bedrettin efendi değildir) fotoğrafta ağaçların arkasında görülür
Fotoğraf 3 |
İş bankasının arkasında 1297 sokak girişinde olan otel 1970 yıllarına kadar İclal hanımların konağı idi.
İş bankasının arkasında 1297 sokak girişinde olan otel 1970 yıllarına kadar
İclal hanımların konağı idi. Bölge
ne kadar mütedeyyin insanların yaşadığı, çevresinde dini mekanların olduğu bir yer olsa da, kalbur üstü ve de paralı kişilerin gittiği meyhane ya da bayanların çalıştığı içkili gazinoların açılmasında bir sakınca görülmemiş. Ne diyeyim "
paranın pulun gözü kör olsun ". Demek ki , zaman değişse bile,
bazılarına bir şeyler yapılamıyor. Bunlar korunuyor ve ya görmezden
geliniyor. Benim bildiğim, buranın eski yerleşikler tarafından hiç hoş
karşılanmadığıdır.
Benim
burası ile olan anım benim ilk okul çağlarım ile ilgili. Bir dönem,
burayı çalıştıranlar, evimizi sokak kapısının karşısında bulunan
çıkmazın girişinde bulunan demir elektrik direğinin dibine bir sandık
yerleştirdiler. Büyük bir sandık idi. Bir gün içine ne koyuyorlar diye
merak ettim. Sandık yada tahta kasa da diyebilirsiniz. Şu anda şekli
inanın gözümün önünde. İç kısmı teneke kaplı idi. Dibi
ıslanmış
talaş ( talaş olduğunu sandığı açan adamdan öğrenmiştim) ile dolu idi.
Adam içini temizledi. O zamanlar plastik poşet yok, çıkanları bir
teneke kutuya koydu. Getirdiği yeni talaşları temizlediği teneke ile
kaplı olan sandığın dibine döktü, üstüne kalıp bu yerleştirdi. Sonra
üstüne yanlamasına içki şişeleri yerleştirdi. İçki şişesi olduğunu
biliyordum, tekel ve müskirat bayilerinde görmüştüm. Kendi evimizde içki
hiç olmaz idi. Sonra üstüne tekrar talaş döktü, talaşları sandığın yan
taraflarına doğru itti. En üstte şişeler görülüyor idi, bu
şişelerin üstüne buz kalıpları koydu ve hepsinin üstünü bir çuval ile
kapladı. Sandığın kapağını kapattı ( kapağın da iç kısmı teneke
kaplıydı). Sonra asma kilit ile kilitledi ve gitti. Bir zaman sonra
sokakta oyun oynarken, bekçi ve polis ile birlikte o adamın geldiğini
gördüm. Polis, şimdi hatırlayamadığım kelimeler ile bağırıp
çağırıyordu. Galiba türbenin karşısında bu yapılır mı diyor idi.
Korktum. O yıllarda polis ve bekçiden çok korkardık. Adam kasayı açtı
içindekileri çuvala koydu, hem sandığı hem de şişeleri götürdü, bir daha
da orada sandık görmedik. Muhtemelen, mahalleden şikayet etmişlerdir.
Sokağın böyle şeylere tahammülü yok idi. Yerleşikler, tipik Osmanlı
kültürü izleri taşıyan kendi halinde sıradan insanlardı..
Orhan Beşikçi Mustafa merhaba,Osman Paşa ,Osmanzade farklı ailler. Sayın Osman Koçanaoğulları doğru ve önemli bilgiler veriyor. Osman Paşa'nın eşi Emine Belkıs Hanım'ın Çorakkapı'da Mısri Dergah-ı haziresine gömülmesi için dergah postnişini mütevelli atadığına dair 18 Rebiulevvel 1319 (1901) tarihli vakfiyede bilgiler var. İş Bankası arsası üzerinde dergahın haziresi, olduğundan şüphemiz yok.Dün Osman Bey'le bu konuda 8 saat süren çok önemli çalışma yaptık,yorulduk ama değdi ...
Şeyh bedri efendinin evi, Tekke, o bölgede bulunan binalar, içindekiler ile lgi bölümleri daha sonra yazarım.