6 Eylül 2022 Salı

Mekedonya gezilerim, Anılarım. Bölüm 1

 Mekedonya gezilerim, Anılarım. Bölüm 1



Yıl 1978. Sonbahar.

Çok yoğun bir yaz dönemi çalışması geçirdim. Denize ve tatile tutkunluğum yok, bu nedenle de yaz ayı izinleri kullanmam, klinik arkadaşlarım ve ağabeylerimde bundan çok memnun olurlar ve rahat rahat taile çıkarlardı. Yazın izine bile çıksam kliniğe gider nöbetçiler ile sohbet eder, hastalara bakardım. Çok ciddiyi böyle idim. İşte bu nedenle de başıma, kıskançlıklardan kaynaklanan tatsızlıklar hep geldi. Şu anda hayatta olmayan büyüklerim ve hayatta olan arkadaşlarımın hepsi bilir. Unuttum gitti. Uzun süre kızgın kalmam, kalamam.

Bir sonbahar, çok sıkıldım ( gideceğim yerlere de hep sonbaharları gittim, klinik izin aylarının bitimidir Sonbahar ayları) klinikte de çalışan kadro tamam. Geziye çıkayım, ata topraklarını göreyim dedim. Ablamı aldım, alt komşumuzun kızı da gelmek istedi. Onu da yanıma aldım. Sirkeciden yola çıktık. Önce sofya sonra Nişova (yani NİŞ) vardık. Trenden indik. Aktarma ile Üsküp'e geçtik. Üsküp'e vardığımızda hava kararmıştı. Giderken, rahmetli büyük ablam" Osman, bak bakalım bizimkilerin söylediği Bregenitza (ailem böyle derdi ama aslı  Bregalnika nehri imiş) anlattıkları gibi büyük bir nehir mi " demişti. . Demek ki biz Türkler o nehri böyle tanımlamışız. Koçanaya giderken hep yanından geçtik. Gerçekten büyük bir nehirdi ve çılgın akıyordu ama suyu çok berraktı. Hatta , hani kendi arabam olsa iner, bir şişeye suyundan doldurur ve babam ile anneme götürürdüm diye aklımdan geçirdim.Sonra Koçanada ki bir çeşmeden büyük bir şişeye su doldurdum. Meşhur Koçana pirinci, Koçana toprağı aldım, sülalede bulunan büyüklere azar azar verdim. Çok makbule geçmişti. Son gittiğimde de biraz toprak getirdim.

Neysae Üsküp tren istasyonuna vardık. Otel aramamız gerekli. Ayni trenden askerler indi. Biz aramızda konuşurken bir asker çocuk yaklaştı. Elimizde valiz olduğunu görünce yardım etmek istemiş, Türkçe konuştuğumuzu da duymuş. Bir Türk kökenli çocuktu. Bizimle sohbet etti, otel yeri tarif etti. Dönem TİTO dönemi ama o günlerin Yugoslavyası  diğer doğu bloku ülkelerine göre çok daha batılı bir ülke idi. Tren istasyonundan çıkarken, duvarda olan gar saatini gösterdi. Üsküp depreminin olduğu sırada saat durmuş. O şekilde kalmış. 7 sene önce ikinci ziyaretimde, o eski istasyon açık değildi, galiba müze olmuş. Satt kadranı, deprem saatini göstermekte idi. Saat halen orada duruyor. 

Otel, Üsküp konsolosluğumuzun (eski dönem konsolosluğu, Makedon Üsküp bölümünde) tam karşısında idi. Otele giriş  yaptık. Pasportlarımıza baktı. Bana döndü, "Te be naapmaya geldiniz " dedi. Mükemmel bir Türkçe ile. Türk olup olmadığını sordum. Arnavutmuş. Koçana doğumluymuş. Çok yakınlık gösterdi Pasportlarımızı iade etti. Ertesi günü Koçanaya nasıl gideceğimizi de anlattı. Hatta, istersek, bizleri garaja kadar da götürebileceğini söyledi. İlk günümüz böyle geçti. Otele varıncaya kadar geçtiğimiz Makedon bölgesi tam bir Avrupa şehri idi.

Bir sonraki yazı, Yani Makedonya anıları 2, ata toprağım Koçana olacak. Atalarım oraya, Anadolu coğrafyasından 4---500 sene önce nasıl, neden  ve nereden gitmişler bunları da yazacağım. Bu bilgiler, nesilden nesile atarılmış bilgiler yani sözel tarih bilgileri. Sadece Ana tarafımın atası Molla Şemsettinin virane türbe gibi yapısını gördüm. Üzerinde olan eski Türkçe yazıyı bir Makedon okumuştu. Tarih 1528. Baba sülalem ile ilgili bilgiye ulaşamadık ama, o tarihlerde olmalı. İnanılması zor, bir o kadar muhteşem, bir o kadar da mutluluk veren bir Koçana ziyaret gününü yazacağım. Guru duyduğum, hem insan hem Türk olarak gurur duyduğum anlardı.

Tek ama çok büyük eksiğim yeterli fotoğraf çekmemiş olmamdı, hiç aklıma daha sonra bunları yazarım fikri gelmedi ki !. Son gittiğimde ise, eskilerden hiç bir şey geriye kalmamıştı.

Osman Koçanaoğulları

7 Eylül 2022

İzmir





Fotoğraflar İnternet kaynaklıdır. Bir daha gitmek kısmet olacak olursa, kendi çektiğim fotoğrafları paylaşırım. COPYRIGHT engeline takılmam.